Islak giysi cilde yapışır.
- Wet clothing clings to the skin.
Kilise çanları çalıyor.
- The church bells are ringing.
Çanlar kimin için çalıyor?
- For whom do the bells toll?
Kilisenin yakından çan sesini duyabiliyorduk.
- We could hear the bells ringing from a nearby church.
I have a ringing in my ears.
- Ich habe ein Klingeln in meinen Ohren.
The phone kept ringing.
- Das Telefon hörte nicht auf zu klingeln.