kiz

listen to the pronunciation of kiz
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kiz в Турецкий язык Турецкий язык словарь

kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından seslenilirken kullanılır
kız
Dişi
kız
Dişi çocuk
kız
Dişi cinsten birine daha yaşlı biri tarafından kullanılan bir seslenme sözü: "Sesleri işitiyor musun, kızım?"- F. R. Atay. İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
İskambil kâğıtlarında kız resimli kâğıt
kız
Dişi çocuk: "Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize'nin küçük kızını hatırladı."- H. E. Adıvar
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire: "Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim."- B. R. Eyuboğlu
kız
Cinsel ilişkide bulunmamış dişi, kız oğlan kız, erden, bakire
Kız
bint
Турецкий язык - Английский Язык

Определение kiz в Турецкий язык Английский Язык словарь

kız
girl

His girlfriend is Japanese. - Onun kız arkadaşı Japon.

Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me. - Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

kız
daughter

I'm Helen Cartwright's daughter. - Ben, Helen Cartwright'ın kızıyım.

He was impatient to see his daughter. - Kızını görmek için çok sabırsızdı.

kız
judy

That girl whose hair is long is Judy. - Saçı uzun olan kız Judy.

That girl who has long hair is Judy. - Uzun saçlı o kız Judy'dir.

kız
chick

Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw. - Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.

Tom loves fried chicken. - Tom, kızarmış tavuk seviyor.

kız
bird

The girl let the bird loose. - Kız kuşu serbest bıraktı.

He looks like the yellow angry bird. - O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.

kız
female

That teacher tends to be partial to female students. - Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.

Tom has a lot female friends. - Tom'un çok sayıda kız arkadaşı var.

kız
(iskambil) queen
kız
Miss

I'm beginning to miss my girlfriend. - Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.

The mother missed her daughter who was away at college. - Anne üniversitedeki kızını özledi.

kız
maid

The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine. - Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.

Mary went back to using her maiden name. - Mary tekrar kızlık adını kullanmaya başladı.

kız
lass
kız
maiden

The beautiful maiden sat on the top of the rock and combed her golden hair in the sunshine. - Güzel genç kız kayanın tepesine oturdu ve güneşte altın rengi saçlarını taradı.

What's your mother's maiden name? - Annenin kızlık soyadı nedir?

kız
virgin, maiden
kız
lassie
kız
wench
kız
chicken

Dad uses fire to roast a chicken. - Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır.

Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw. - Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.

kız
babe
kız
playing cards queen
kız
bunny

Mary wore bunny slippers. - Mary kız terlikleri giydi.

Tom gave his daughter a stuffed bunny. - Tom kızına bir doldurulmuş tavşan verdi.

kız
gal
kız
girl; daughter, girl; queen; virgin, maiden
kız
jenny
kız
colleen
kız
skirt

Girls are wearing short skirts these days. - Kızlar bugünlerde kısa etek giyiyor.

Mary was the only girl wearing a skirt. - Mary etek giyen tek kızdı.

kız
queen

There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter. - Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.

Once upon a time there lived a king and queen who had three very beautiful daughters. - Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.

kız
resent

I feel resentment against your unwarranted criticism. - Haksız eleştirine karşı kızgınlık hissediyorum.

There was enormous resentment over high taxes. - Yüksek vergiler hakkında büyük bir kızgınlık vardı.

kız
bridle up
kız
picture card
kız
virgin

Are you still a virgin? - Hâlâ kız oğlan kız mısın?

That girl who's wearing a scarf is a virgin. - Bir eşarp takan o kız bakire.

kız
bridle at
kız
puss
kız
gırl

Betty is a pretty girl, isn't she? - Betty güzel bir kızdır, değil mi?

His girlfriend is Japanese. - Onun kız arkadaşı Japon.

kız
country girl
kız
girl's
kız
sheila
kız
jill

Jill is the only girl in our club. - Jill Kulübümüzde tek kız.

kız
demoiselle
Турецкий язык - Курдский Язык

Определение kiz в Турецкий язык Курдский Язык словарь

kız
dot
kız
keç
kız
qîz
kiz
Избранное