John built a bookcase.
- John bir kitaplık yaptı.
These are beautiful bookcases.
- Bunlar güzel kitaplıklar.
He made her a bookshelf.
- O ona bir kitaplık yaptı.
By no means may you cut out the pictures from the books on the bookshelf.
- Hiçbir şekilde kitaplıktaki kitaplardan resim kesip çıkaramazsın.
These are very old books.
- Bunlar çok eski kitaplar.
Some read books just to pass time.
- Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.
Books are the paper memory of mankind.
- Kitaplar insanlığın kağıt hafızasıdır.
The paperback version is cheaper.
- Karton kapaklı kitap versiyonu daha ucuz.
Were I free from work, I could read these books.
- İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
For the time being I want to work at that bookstore.
- Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
He's writing a book now.
- O şimdi bir kitap yazıyor.
The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it.
- Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .
I paid five dollars for the book.
- Kitap için beş dolar ödedim.
Was the book interesting?
- Kitap enteresan mıydı?