My father told me not to read a book in my bed.
- Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.
This is a good book, but that one is better.
- Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
This is a good textbook.
- Bu, iyi bir ders kitabı.
The original was written as a school textbook.
- Orijinali bir ders kitabı olarak yazılmıştır.
Books are the paper memory of mankind.
- Kitaplar insanlığın kağıt hafızasıdır.
Books are made out of paper.
- Kitaplar kağıttan yapılırlar.
For the time being I want to work at that bookstore.
- Ben şimdilik o kitapçıda çalışmak istiyorum.
Were I free from work, I could read these books.
- İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.
This book comes in two volumes.
- Bu kitap iki cilt halinde geliyor.
I'm now busy writing a book.
- Şimdi bir kitap yazmakla meşgulüm.
The art of recognizing matsutake mushrooms became my passion, culminating in my writing a book on it.
- Matsutake mantarlarını tanıma sanatı benim tutkum oldu, bu tutku ona dair bir kitap yazmamla sonuçlandı. .
We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
- Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
I paid five dollars for the book.
- Kitap için beş dolar ödedim.
The manual is in Spanish only.
- El kitabı sadece İspanyolca.
The manual they asked him to read was two inches thick.
- Okumasını istedikleri el kitabı iki inç kalınlığındaydı.