kirletmiş

listen to the pronunciation of kirletmiş
Турецкий язык - Английский Язык
defiled
Simple past tense and past participle of defile
impure; dirty
{a} polluted, corrupted, ravished
morally blemished; stained or impure
{s} desecrated; made morally offensive or impure; made unclean, made foul or dirty; having the purity corrupted (e.g., "A defiled church")
having the purity corrupted; made unclean; "the defiled Temple"
kirlet
pollute

Sewage often pollutes the ocean. - Kanalizasyon çoğunlukla okyanusu kirletir.

Large areas of the ocean are polluted. - Okyanusun büyük alanları kirletildi.

kirlet
{f} soil
kirlet
bespatter
kirlet
{f} contaminating
kirlet
{f} grime
kirlet
make impure
kirlet
{f} polluted

The oil spill polluted the bay. - Petrol sızıntısı körfezi kirletti.

Large areas of the ocean are polluted. - Okyanusun büyük alanları kirletildi.

kirlet
{f} soiling
kirlet
sully

I wouldn't want to sully your good name. - Ben senin iyi adını kirletmek istemem.

kirlet
{f} soiled
kirlet
make unclean
kirlet
besmirch
kirlet
make dirty
kirlet
besmear
kirlet
contaminate

The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels. - Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.

I don't want to contaminate the clean glasses by taking them out of the dishwasher. - Temiz bardakları onları bulaşık makinesinden çıkararak kirletmek istemiyorum.

kirlet
make soiled
kirlet
{f} foul

Smokers foul up the air. - Sigara içenler havayı kirletmektedir.

Cigarette smoke fouls the air in a room. - Sigara dumanı odadaki havayı kirletir.

kirlet
defile
kirlet
{f} besmirched
kirlet
contaminated

It seems that the origin of the mutations is in the consumption of contaminated water. - Mutasyonların kökeni kirletilmiş su tüketiminde gibi görünüyor.

This rice is contaminated by arsenic. - Pirinç arsenik ile kirletilmiş.

kirlet
bedaub
kirlet
defiled
kirlet
begrime
kirletmiş
Избранное