Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.
- I will never forget your kindness so long as I live.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Adalet ve iyilik erdemlerdir.
- Justice and kindness are virtues.
Gelişmeleri takip etmek için üç çeşit gazete okurum.
- I read three kind of newspapers in order to keep abreast with the times.
Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of woman do you think I am?
Sen gerçekten çok kibarsın.
- You're really too kind.
Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.
- I like him not because he is kind but because he is honest.
Bu cins bir ağacı daha önce hiç görmedim.
- I've never seen that kind of tree before.
Aynı cinsten bir şey söylemedim.
- I said nothing of the kind.
Ne tür müzik seversin?
- What kind of music do you like?
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
- You said she was kind and so she is.
Yaşlı adam çok nazik.
- The old man is very kind.
İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
- I'll never forget your kindness as long as I live.
Bana iyi bir tavsiye verecek kadar nazikti.
- She was kind enough to give me good advice.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
Tom kesinlikle sözünden dönecek bir insan tipi gibi görünmüyor.
- Tom certainly doesn't seem like the kind of person that would back down.
Beni görmeye gelmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to come and see me.
Bizi davet etmeniz büyük incelikti.
- It was kind of you to invite us.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Tom'un bestelediği müzik türünden hoşlanıyorum.
- I like the kind of music Tom composes.
Tom Mary'ye ne tür müzikten hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of music she liked.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.
... in human nature believing the kindness of it and ...