Ne çeşit et yemeklerini servis yapıyorsunuz?
- What kinds of meat dishes do you serve?
Ne çeşit kadın olduğumu düşünüyorsun?
- What kind of woman do you think I am?
O bugün kibarlaşıyor.
- He is being kind today.
Sen gerçekten çok kibarsın.
- You're really too kind.
Aynı cinsten bir şey söylemedim.
- I said nothing of the kind.
O hangi cins bir köpek?
- What kind of dog is that?
Sporun her türünü sever.
- He likes all kinds of sports.
Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
O, onu mağazaya götürecek kadar nazikti.
- He was kind enough to take him to the shop.
Bana biraz ödünç para verecek kadar nazikti.
- He was kind enough to lend me some money.
İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
- I'll never forget your kindness as long as I live.
Ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır.
- I can't thank you enough for your kindness.
Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.
- As far as I know, she is a kind girl.
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
- Tom has a kind heart.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Ann'in müşfik bir kalbi var.
- Ann has a kind heart.
Müşfik bir kalbi var.
- She has a kind heart.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Bir taraftan o herkese naziktir fakat diğer taraftan çok fazla içtenlikle davranmaz.
- On the one hand he is kind to everyone, but on the other hand he never behaves with too much familiarity.
Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
Beni akşam yemeğine davet etmeniz büyük incelik.
- It is very kind of you to invite me to dinner.
Bizi davet etmeniz büyük incelikti.
- It was kind of you to invite us.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
- My sister is kind to children.
Daha önce bu tip bir şey gördüm.
- I've seen this kind of thing before.
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
- What sort of person would do that kind of thing?
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
Her zaman olduğun iyi kalpli adam ol.
- Be the kindhearted man you always were.
Sen çok iyi kalplisin.
- You're so kind-hearted.
Bu tür şey olduğunda, Tom bundan hoşlanmıyor.
- Tom doesn't like it when this kind of stuff happens.
Tom Mary'ye ne tür filmlerden hoşlandığını sordu.
- Tom asked Mary what kind of movies she liked.
Ben nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
- I thank you very much for your kindness.
Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.
- I will never forget your kindness so long as I live.
Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
- She did not forget his kindness as long as she lived.
Onlar komşularına hep iyilikte bulunurlar.
- They always extend kindness to their neighbors.
Tom'un ne tür bir insan olacağından ve bizim gibi aynı evde oturmayı isteyip istemeyeceğinden emin değildik.
- We were unsure what kind of person Tom would be and whether he would like living in the same house as us.
Tom ve Mary'nin bir çeşit sorunları var gibi görünüyor.
- Tom and Mary seem to be in some kind of trouble.
Tom'un partiye gelmeyeceğini az çok umuyorum.
- I'm kind of hoping Tom doesn't come to the party.
Bence Tom Mary'den az çok hoşlanıyor.
- I think Tom kind of likes Mary.
Tom adeta tüyler ürpertici.
- Tom is kind of creepy.
Beni nazikçe istasyona götürdü.
- He kindly drove me to the station.
O, nazikçe bana yolu gösterdi.
- She kindly showed me the way.
Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
- I'm sorry, I'll pay you back in kind.
O beni nezaketle eve götürdü.
- She kindly gave me a ride home.
Ucuz bir restoranda sıradan bir akşam yemeği yedik.
- We had a dinner of a kind at the cheap restaurant.
Şitaki bir çeşit mantardır.
- A shiitake is a kind of mushroom.
Lütfen ona bir göz atmama izin verir misin?
- Will you kindly let me have a look at it?
Lütfen emniyet kemerinizi takınız ve sigara içmekten uzak durunuz.
- Please fasten your seat belts, and kindly refrain from smoking.
Kız atına kibarca davrandı.
- The girl treated her horse kindly.
Tom soruyu kibarca yanıtladı.
- Tom kindly answered the question.
Tom ne çeşit bir kameraya sahiptir?
- What kind of camera does Tom own?
Ne çeşit yemek yedin?
- What kind of meal did you eat?
O, anaokulundayken, bütün erkek çocukları ona prenses derdi.
- When she was in kindergarten, all the boys used to call her princess.
Anaokulu çocukları Tom ve arkadaşlarının yaptığından daha iyi hareket eder.
- Kindergarten children act better than Tom and his friends do.
Her türlü insanla bağlantı kurar.
- He comes into contact with all kinds of people.
Her türlü zamanımız var.
- We have all kinds of time.
Aceleciliği ve sabırsızlığı hoş karşılamam.
- I don't take kindly to pushiness or impatience.
Bizim öğretmenimiz hem sert hem de yumuşak huyludur.
- Our teacher is at once stern and kindly.
I got my traps out of the canoe and made me a nice camp in the thick woods. I made a kind of a tent out of my blankets to put my things under so the rain couldn't get at them.
why haue ye slayne my houndes said syr gauayne, for they dyd but their kynde .
This is a strange kind of tobacco.
The years have been kind to Richard Gere, he ages well.
That's the right answer, kind of.
I made some donations to the charity, not in money, but in kind, such as non-perishable food.
The pay is OK, but the real attraction is all the benefits in kind.
I kissed him, and he responded in kind and kissed me back.
Free guarana soda from 2pm on is just one of the many in-kind benefits for employees here.
Elmo looked upon his only granddaughter with kindliness, and often relented to her demands for chocolate.
A kindly old man sits on the park bench every afternoon feeding pigeons.
Kindly move your car out of the front yard.
Aunt Daisy didn't take it kindly when we forgot her anniversary.
All floor traders are of a kind and most burn out by their late thirties.
I thought he was kinda cute.
- I thought he was kind of cute.
... And that is the kind of big, significant move in the economy ...
... because it's kind of a commitment if you ...