You're really too kind.
- Sen gerçekten çok kibarsın.
He is by no means kind.
- O, hiçbir şekilde kibar değil.
Be courteous and respectful.
- Kibar ve saygılı olun.
She is by no means polite.
- O hiçbir şekilde kibar değil.
You must be polite to your elders.
- Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.
Basset hounds are gentle dogs.
- Basset tazıları kibar köpeklerdir.
The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
- Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
The Browns are an elegant and happy family.
- Brownlar kibar ve mutlu bir ailedir.
That's very nice of you, Willie answered.
- Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.
He met a nice young man.
- O, kibar genç bir adamla tanıştı.
I will write him a civil answer.
- Ona kibar bir cevap yazacağım.
Tom is one of the most decent men I know.
- Tom tanıdığım en kibar erkeklerden biri.
He is a very gallant gentleman.
- O çok kibar bir beyefendidir.