Mary thinks that looks are more important than personality.
- Mary görünüşlerin kişilikten daha önemli olduğunu düşünüyor.
A connection between personality and blood type has not been scientifically proven.
- Kişilik ve kan grubu arasında bir bağlantı bilimsel olarak kanıtlanmadı.
He is a man of character.
- O kişilikli bir insandır.
Tom is quite a character.
- Tom tipik bir kişilik.
I don't like women without personalities.
- Kişiliksiz kadınlardan hoşlanmıyorum.
There was room for one person in the car.
- Arabada bir kişilik yer vardı.