The puppy was a pleasure.
What is your pleasure, coffee or tea?.
Johnny pleasured Jackie orally last night.
at Congress's pleasure: whenever or as long as Congress desires.
Tom was caught joyriding in a stolen vehicle.
- Tom bir çalınan aracın içinde keyif binişinde yakalandı.
You will derive great pleasure from this book.
- Bu kitaptan büyük bir keyif alacaksınız.
This book will give you great pleasure.
- Bu kitap sana büyük keyif verecek.
You don't need much to be blissfully happy.
- Keyifli bir şekilde mutlu olmak için çok fazla şeye ihtiyacın yok.
Tom is blissfully happy.
- Tom keyifli şekilde mutlu.
We've had a most delightful day.
- Çok keyifli bir gün geçirdik.
I've just received some delightful news.
- Ben az önce keyifli bir haber aldım.
She came home in low spirits.
- O, eve keyifsiz geldi.
Tom decided to just kick back and relax.
- Tom sadece keyif çatmaya ve dinlenmeye karar verdi.
He was cheered by the good news.
- O, iyi haber tarafından keyiflendi.
This will cheer you up.
- Bu sizi keyiflendirecek.
For the past few days Jane has been quiet and out of humor.
- Son birkaç gündür Jane sessiz ve keyifsizdir.