Please give me something to kill the pain.
- Lütfen bana ağrı kesecek bir şey ver.
Can you give me something to kill the pain?
- Bana ağrıyı kesecek bir şey verebilir misin?
They cut down the tree.
- Onlar ağacı kestiler.
Are you going to cut down all the trees here?
- Buradaki tüm ağaçları kesecek misin?
She cut in when we were talking.
- Biz konuşurken sözümüzü kesti.
The truck cut in front of my car.
- Kamyon arabamın önünü kesti.
Tom hacked Mary's arm off with a sword.
- Tom Mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.
I cut myself with a hacksaw.
- Bir demir testeresi ile kendim kestim.
If you cut the tail off of a lizard, it will grow back.
- Bir kertenkelenin kuyruğunu kesersen, o tekrar uzar.
These scissors don't cut well.
- Bu makas iyi kesmiyor.
Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors?
- Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?
Tom is cutting corners.
- Tom köşeleri kesiyor.
Tom has been running around the office like a chicken with its head cut off.
- Tom ofisin etrafında kafası kesilmiş bir tavuk gibi koşuyordu.
You should cut off your connections with that group.
- O grupla bağlantıları kesmelisin.
Tom cut his hand with a rusty knife.
- Tom paslı bir bıçakla elini kesti.
He cut his finger with the knife.
- O, bıçakla parmağını kesti.
The thief cut the telephone lines before breaking into the house.
- Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş.
I resolved to break up with her cleanly.
- Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.
- Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı.
I had to amputate Tom's leg.
- Tom'un bacağını kesmek zorunda kaldım.
What you have done is absolutely inexcusable.
- Yaptığın şey kesinlikle affedilmez.
Stop acting like this Tom! I'm tired of this nonsense! Just have done with it already!
- Böyle davranmayı kes Tom! Bıktım bu saçmalıktan! Bırak bu işleri artık!
Tom slit his own throat.
- Tom kendi boğazını kesti.
Tom and his buddies slit the throats of eleven men and women.
- Tom ve onun arkadaşları on bir erkek ve kadının boğazlarını kesti.
You're not a child anymore so cut it out!
- Artık bir çocuk değilsin bu yüzden kes artık.