O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
- He deliberately kept on provoking a confrontation.
Bill saatlerce ağlamaya devam etti.
- Bill kept on crying for hours.
Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
- After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
- It's useless to keep on thinking any more.
Mücadelemizi sürdürmeye devam etmek zorundayız.
- We've got to keep on struggling.
Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
- It's useless to keep on thinking any more.
Ben uzaktayken çalışmaya devam et.
- Keep on working while I'm away.
The new boss would like to keep on the present secretary.
Mum, Jimmy keeps on poking me!.
... creating tens of thousands of jobs all across the country. That's why we've kept on ...