Nagasaki, where I was born, is a beautiful port city.
- Doğduğum yer olan Nagasaki, güzel bir liman kentidir.
My office is in the central area of the city.
- Ofisim kentin merkezinde.
The urban population of America is increasing.
- Amerika'nın kent nüfusu artıyor.
Bicycles are tools for urban sustainability.
- Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
Rome is an Italian town.
- Roma bir İtalyan kentidir.
My wife spends money as if I were the richest man in town.
- Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
This is one of the best places to eat in town.
- Yemek yemek için kentteki en iyi yerlerden biri.
We usually met at a certain place in the city.
- Biz genellikle kentteki belirli bir yerde buluşurduk.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
I visited cities such as New York, Chicago and Boston.
- New York, Chicago ve Boston gibi kentleri ziyaret ettim.
New York City has five boroughs.
- New York kentinin beş tane ilçesi vardır.
Orası Amerika'daki en belalı şehir.
- Amerika'daki en tehlikeli kenttir.
Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.