kemikleşmiş

listen to the pronunciation of kemikleşmiş
Турецкий язык - Английский Язык
ossified
rooted
kemik
bone

I gave the dog a bone, stopping its barking. - Köpeğe bir kemik verdim, havlaması durdu.

The bones remained frozen in the ice. - Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.

kemik
os
kemik
the bone
kemik
osteo

My cousin suffers from osteoporosis. - Kuzenim kemik erimesinden muzdarip.

My father suffers from osteoporosis. - Babam kemik erimesinden acı çekiyor.

kemik
osteoid
kemik
osseous
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kemikleşmiş в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Kemik
azm
Kemik
bone
Kemik
sınık
kemik
İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı: "Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı."- P. Safa
kemik
Kemikten yapılmış
kemik
insanın ve omurgalı hayvanların iskeletini oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı
kemik
içinde kollagen teller ve kalsiyum tuzları bulunan, uzun, kısa ya da değişik boylarda olabilen, sertleşmiş bir özelleşmiş bağ dokusu tipi
kemik
İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı
kemikleşmiş
Избранное