We want natural-sounding translations, not word-for-word direct translations.
- Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz.
Words express thoughts.
- Kelimeler düşünceleri ifade eder.
The Korean vocabulary is composed of three components: native words, Sino-Korean words and loanwords.
- Korece kelime hazinesi üç bileşenden oluşur, yerli sözcükler, Çince-Korece sözcükler ve ödünç sözcükler.
No one is more dangerous than a fool with a large vocabulary.
- Hiç kimse büyük bir kelime hazinesi olan bir deliden daha tehlikeli değildir.
What I want is a word processor.
- İstediğim bir kelime işlemcisidir.
I will buy you a new word processor.
- Ben sana yeni bir kelime işlemci satın alacağım.
What's your favorite pun?
- En sevdiğin kelime oyunu nedir?
Let's not quibble over trivial matters.
- Önemsiz konularda kelime oyunu yapmayalım.
The person whose name was on the passport was described with words.
- Pasaportta ismi olan kişi kelimelerle tanımlanıldı.
One should not say bad words.
- Birisi kötü kelimeler söylememeli.
You can use a keyword to help you remember complicated topics.
- Karmaşık konuları hatırlamanıza yardımcı olması için bir anahtar kelime kullanabilirsiniz.
Before adding a new sentence, please check that your sentence brings new vocabulary by searching the keywords.
- Yeni bir cümle eklemeden önce lütfen cümlelerinizin anahtar kelimeleri arayarak yeni kelime haznesi getirdiğini kontrol edin.
You need a large vocabulary to read that book.
- O kitabı okumak için büyük bir kelime bilgisine ihtiyacın var.
The hardest part of learning a language is knowing the vocabulary by heart.
- Dil öğrenmenin en zor kısmı kelime bilgisini ezberlemektir.
Sözcüklere sözlüğünden bak.
- Kelimelere sözlüğünden bak.
Bu sözcük Latince kökenli.
- Bu kelime latince asıllı.