kekeleyen

listen to the pronunciation of kekeleyen
Турецкий язык - Английский Язык
stammering
stuttering
{i} halting
kekele
{f} stammer

When I tried to speak to her, I always found myself too shy to do more than stammer or say something stupid. - Onunla konuşmaya çalıştığımda, ben her zaman kekelemekten ya da aptalca bir şey yapmaktan daha fazlasını yapamayacak kadar kendimi çok utangaç buldum.

kekele
{f} stammering
kekele
{f} stutter

When she began to stutter, her classmates couldn't help laughing. - O kekelemeye başladığında sınıf arkadaşları gülmekten kendilerini alamadılar.

The newcomer stuttered when he was nervous. - Yeni gelen kişi sinirlendiğinde kekeledi.

kekeleyen
Избранное