The monks were on retreat.
- Keşişler geri çekildi.
Tom talked about becoming a monk.
- Tom bir keşiş olmaktan bahsetti.
The hermit lived in a wooden hut.
- Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.
He dressed himself like a hermit for the party last night.
- O dün geceki parti için bir keşiş gibi giyinmiş.
She's a bit of a recluse.
- O bir parça keşiştir.
There's a brown recluse spider in the attic.
- Tavan arasında bir kahverengi keşiş örümceği var.
The abbess asked Mary if she was completely sure that the monastic life fit her.
- Manastır Mary'ye keşiş hayatının ona uyduğundan tamamen emin olup olmadığını sordu.
Monks used to play tennis in monasteries.
- Keşişler manastırlarda tenis oynarlardı.
The monks continued to pray.
- Keşişler dua etmeye devam ettiler.