Mary knitted Tom a pullover for his birthday.
- Mary, doğum günü için Tom'a bir kazak ördü.
This pullover does not cost much. It is very cheap.
- Bu kazak fazla tutmaz. O çok ucuz.
The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt.
- Şüpheli en son mavi kot pantolon ve turuncu bir kazak giyerken görüldü.
The colder it got, the more I wanted a jumper.
- Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.
Why are you wearing a sweater?
- Neden bir kazak giyiyorsun?
She bought him a sweater, but he hated the color.
- O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
All sweaters of this type are out of stock now. We'll order them from the main store in Tokyo.
- Şu anda bu tür tüm kazaklar bitti. Onları Tokyo'daki ana mağazadan sipariş edeceğiz.
Magnificent sweaters are made from the wool of French sheep.
- Muhteşem kazaklar, Fransız koyunlarının yününden yapılmış.
The Moon is cossacks' Sun.
- Ay Kazakların Güneşidir.
Where's a cossack, there's a glory.
- Nerede bir Kazak, orada bir zafer var.