He wore a pullover sweater to keep from getting cold.
- Kendini soğuktan korumak için kazak giydi.
This pullover does not cost much. It is very cheap.
- Bu kazak fazla tutmaz. O çok ucuz.
The suspect was last seen wearing blue jeans and an orange sweatshirt.
- Şüpheli en son mavi kot pantolon ve turuncu bir kazak giyerken görüldü.
The colder it got, the more I wanted a jumper.
- Ne kadar çok soğuk olursa, o kadar çok bir kazak isterim.
Why are you wearing a sweater?
- Neden bir kazak giyiyorsun?
She bought him a sweater, but he hated the color.
- O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
Where's a cossack, there's a glory.
- Nerede bir Kazak, orada bir zafer var.
The Moon is cossacks' Sun.
- Ay Kazakların Güneşidir.
Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.
- Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.
She doesn't know Kazakh language.
- O Kazak dilini bilmiyor.
Can I borrow one of your sweaters?
- Senin kazaklarından birini ödünç alabilir miyim?
I took advantage of a sale and bought three sweaters.
- Bir satış avantajından yararlandım ve üç kazak aldım.