The army chief reported that the war was lost.
- Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi.
How much money was actually lost?
- Aslında ne kadar para kaybedildi?
Deep beneath the ocean, the Titanic was lost to the world.
Don't lose confidence, Mike.
- Güvenini kaybetme, Mike.
The yen is expected to lose value against the dollar.
- Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
She forgave him for losing all her money.
- O, tüm parasını kaybettiği için onu bağışladı.
Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
- Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
They lost no time in leaving their home.
- Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.
Tom lost no time in parting with the money.
- Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.