Being on the losing team is disappointing.
The yen is expected to lose value against the dollar.
- Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
I was beginning to lose my cool.
- Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.
I can't talk with my father without losing my temper.
- Kendimi kaybetmeden babamla konuşamam.
She forgave him for losing all her money.
- O, tüm parasını kaybettiği için onu bağışladı.
I've lost all my money.
- Bütün paramı kaybettim.
They lost no time in leaving their home.
- Evlerinden ayrılırlarken zaman kaybetmediler.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.