If you aren't careful about what you eat, you'll put back on all the weight that you spent so much time losing.
- Eğer ne yediğine dikkat etmezsen, bu kadar uzun zaman kaybederek verdiğin bütün kiloyu geri alacaksın.
Tom swerved hard, losing control of his car.
- Tom arabasının kontrolünü kaybederek yoldan çıktı.
Being on the losing team is disappointing.
Don't lose confidence, Mike.
- Güvenini kaybetme, Mike.
The yen is expected to lose value against the dollar.
- Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
Losing his balance from a sudden gust of wind, the tightrope walker fell to his death.
- Ani bir fırtınadan dengesini kaybettiği için, ip cambazı ölümüne düştü.
I can't stand losing her.
- Ben onu kaybetmeye dayanamam.
Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas.
- Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.
I've lost all my money.
- Bütün paramı kaybettim.
I've mislaid my watch.
- Kol saatimi kaybettim.