Bill took the blame for the loss.
- Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.
People suffered heavy losses in the eruptions.
- İnsanlar patlamalarda ağır kayıplara maruz kaldılar.
Between sobs, that lost girl said her name.
- O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.
I will find you your lost ring.
- Sana kayıp yüzüğünü bulacağım.
He is regarded as missing.
- O, kayıp olarak kabul ediliyor.
I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
- Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
Tom has been gone all night.
- Tom bütün gece kayıp.
Tom has been gone since yesterday.
- Tom dünden beri kayıp.
A lost dog strayed into our neighborhood yesterday.
- Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi.
A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive.
- Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.
We can't afford any more casualties.
- Biz daha fazla kayıpları göze alamıyoruz.
There might be casualties.
- Can kayıpları olabilir.
Where is the lost and found?
- Kayıp eşya bürosu nerede?
They all sought for the lost child.
- Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.
We can't afford any more casualties.
- Biz daha fazla kayıpları göze alamıyoruz.
After a battle casualties are usually heavy.
- Bir savaştan sonra kayıplar genellikle ağırdır.