The pain of the compound fracture was almost unbearable. - Bileşik kırığın ağrısı neredeyse katlanılmazdı.
The pain of the compound fracture was almost unbearable.
Bileşik kırığın ağrısı neredeyse katlanılmazdı.
He talked for three hours non-stop. He's unbearable. - O durmaksızın üç saat konuştu. O katlanılmaz.
He talked for three hours non-stop. He's unbearable.
O durmaksızın üç saat konuştu. O katlanılmaz.