katın

listen to the pronunciation of katın
Турецкий язык - Английский Язык
Add
to do addition -- "Add twelve and six " (24)
A medical term used to describe students with inappropriate degrees of attention and impulsiveness
1) To incorporate one or more additional entities into a collection of like entities 2) Style Manager: Color dialog box: To incorporate an item into a list of palettes
additional
students may sign up for another class after their initial registration
Accidental Death and Dismemberment This is insurance that provides additional funds in the event of a fatal accident or an accident that results in the loss of a limb or eyesight For benefits to be paid under FEGLI's ADD, the death or loss must occur within 90 days after the accident and be a direct result of bodily injury sustained from that accident, independent of all other causes
Indicates the value of presbyopia, the addition for good close-up vision The value, for example +2 dptr , is added to the spherical correction of close-up vision Further Information
Accidental Death and Dismemberment
a condition (mostly in boys) characterized by behavioral and learning disorders
Antidumping duties which are assessed when merchandise is sold to purchases in the US at less than fair value resulting in material injury to a US industry [ITDS]
During any single semester, to enroll in additional course(s) after registration
unpacking, installation of a pre-configured and software loaded desktop/laptop, and testing to ensure the complete desktop/laptop is functional and physically connected to the network
Attention Deficit Disorder Now replaced by AD/HD
To load an original bibliographic record into the database after batchloading routines cannot find a match for it
determine the sum of; "Add all the people in this town to those of the neighboring town"
(Value As Variant, [Key As String]) As Long Adds an item to this dictionary, optionally associating a key with it, and returning the index of the newly added item If no key is specified, the added item is unkeyed If a key is specified, then it must be unique or this method will fail (Put to the Item property to circumvent this restriction ) The item is always added to the end of the collection Avoid using strings which can be converted into numbers when associating keys with items Calling this method could cause the OnAdd event if the key matches one of the patterns given in this dictionary's Subscriptions
Attention Deficit Disorder
Called out when additional mobs add to a battle Tanks have a responsibility to call them out as the enchanter is often extremely occupied with targetting, memming spells, and casting during battle "add" called out in group alerts the enchanter to get it under control
constitute an addition; "This paper will add to her reputation"
To "add a class" means to enroll in that class or to "add" it to your schedule Generally, classes are added using "Regline" or "WebLine," the Office of the Registrar's automated enrollment systems After formal registration is closed (the Wednesday before classes begin), you may continue to add classes to your schedule for the first 15 weekdays (Mon-Fri) of classes You need the instructor's permission and a special "add" code given to you by the instructor
kat
{i} storey

All storeys of the house are made of wood. - Evin tüm katları ahşaptan yapılmıştır.

I live on the top floor of a six storey apartment block. - Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.

kat
{i} fold

Tom took a folded piece of paper out of his shirt pocket. - Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Tom folded his clothes and put them in his suitcase. - Tom giysilerini katladı ve onları valizine koydu.

kat
{i} floor

The office has been transferred up to the sixth floor. - Ofis altıncı kata taşındı.

The library is on the 4th floor. - Kütüphane 4. kattadır.

kat
story

I live in a two story house. - Ben iki katlı bir evde yaşarım.

Kate was surprised by Brian's story. - Kate Brian'in hikayesine şaşırmıştı.

kat
ply
kat
stair

The young woman, after running up the stairs, opened the door of the house. - Genç kız, üst kata çıktıktan sonra, evin kapısını açtı.

Tom walked down a flight of stairs. - Tom bir kat aşağıya yürüdü.

kat
{i} fall

Sami falls into that category of people. - Sami o kategorideki insanlar arasında yer alır.

Church participation has fallen. - Kilise katılımı düştü.

kat
times

She knows ten times as many English words as I do. - O benimkinin on katı fazla ingilizce kelime biliyor.

A is 5 times as long as B. - A, B'nin 5 katı kadar uzundur.

kat
slab
kat
flight

Tom fell down two flights of stairs and is now in the hospital. - Tom iki kat merdiven düştü ve şimdi hastanede.

I carried Tom down two flights of stairs. - Tom'u iki kat aşağıya taşıdım.

kat
film

I watched the film named Texas Chainsaw Massacre with my girlfriend yesterday. She was very afraid. - Dün kız arkadaşımla birlikte Teksas Motorlu testere Katliamı adında bir film izledim. O çok korktu.

kat
(Tekstil) layer (fabric)
kat
(Jeoloji) horizon
kat
(Tekstil) fabric
kat
(Bilgisayar) embed
kat
(Bilgisayar) cube
kat
coat

Tom left his coat downstairs. - Tom ceketini alt katta bıraktı.

The house looked wonderful with its fresh coat of paint. - Ev taze boya katıyla harika görünüyordu.

kat
crease
kat
flat

My flat is located on the first floor. - Dairem birinci katta bulunmaktadır.

My flat is on the third floor. - Benim dairem üçüncü katta.

kat
layer

The upper ocean has warmed up much more than deeper layers. - Üst okyanus derin katmanlardan çok daha fazla ısındı.

Since it was getting even hotter, Tom peeled off another layer of clothing. - Hava dahada ısındığı için, Tom bir kat elbise daha çıkardı.

kat
convolution
kat
stratum
kat
coating
kat
covering
kat
pucker
kat
tier
kat
multitude
kat
multiple
kat
admix
kat
by the times
kat
set (of clothes)
kat
presence, the presence of a distinguished personage
kat
time(s)
kat
floor; storey, story; layer, stratum; covering; fold; coat, coating; multiple; time(s)
kat
(Matematik) multiple
kat
layer, stratum; fold
kat
story, floor, Brit. storey
kat
lap
kat
deck

The gift shop is on the second deck. - Hediyelik eşya mağazası ikinci katta.

kat
(dokuma) pile
kat
thicknesses
kat
superinduce
kat
double

We'll have to double our budget for next year. - Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.

His revenue doubled after retirement. - Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.

Английский Язык - Английский Язык

Определение katın в Английский Язык Английский Язык словарь

Kat
A short form of the female given names Katharine and Katherine

During her childhood she was a romanticized Katherine, dressed by her misty-eyed, fussy mother in dresses that looked like ruffled pillowcases. By high school she'd shed the frills and emerged as a bouncy, round-faced Kathy - - - At university she was Kath, blunt and no-bullshit in her Take-Back-the-Night jeans and checked shirt - - - When she ran away to England, she sliced herself down to Kat. It was economical, street-feline, and pointed as a nail.

kat
alternative spelling of khat
kat
An Arabian shrub (Catha edulis) the leaves of which are used as tea by the Arabs
kat
the leaves of the shrub Catha edulis which are chewed like tobacco or used to make tea; has the effect of a euphoric stimulant; "in Yemen kat is used daily by 85% of adults"
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение katın в Турецкий язык Турецкий язык словарь

KATIN
(Osmanlı Dönemi) (C.: Kuttân) Oturan, yerli. Ev halkı
Kat
misil
Kat
nezt
Kat
(Osmanlı Dönemi) MİRRE
kat
Daire. Ön, yan: "Salim, Sait Faik'in Yaşar Nabi katındaki telif ücretini artırmakta büyük rol oynamıştır."- S. Birsel
kat
Sonuca bağlama, bitirme
kat
Kesme, kesilme
kat
Yemen ve Etyopya'da yetişen, yaprakları uzun süre çiğnenince sarhoşluk veren bir ağaççık
kat
Daire
kat
Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey. Üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka
kat
Tabaka
kat
Huzur
kat
Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü: "Yemekten sonra evin üst katında, ocaklı bir odaya çıktık."- S. F. Abasıyanık
kat
İlgiyi kesme
kat
Jeoloji zamanlarından bir dönem içinde oluşmuş katmanlı kayaçlar
kat
Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü
kat
Kesme, kesilme. İlgiyi kesme
kat
Nicelikçe kez, defa, misil
kat
(Osmanlı Dönemi) kesme; yol alma
kat
Kez, defa, misil
kat
Ön, yan
kat
Bükülen veya kıvrılan bir şeyin her kıvrımı
kat
Etyopya ve Yemen'de yetişen, yaprakları uzun süre çiğnenince sarhoşluk veren ağaççık
kat
Bir yüzey üzerine az veya çok kalın bir biçimde, düzgün olarak yayılmış bulunan şey; üst üste konulmuş şeylerden her biri, tabaka
kat
Bükülen ya da kıvrılan bir şeyin her kıvrımı
kat
Makam, mevki
kat
Kesme
kat
Takım
kat
Ressam tarafından kullanılan boya hacmi
kat
Tekrarlanan bir sayının toplamı
kat
Giyeceklerde takım: "Birer kat elbise ile kalacağız."- A.Gündüz
katın
Избранное