kastetmek

Турецкий язык - Английский Язык

Определение kastetmek в Турецкий язык Английский Язык словарь: mean; refer
Nowadays, we often use the term senior citizen to refer to old people. - Bugünlerde yaşlı insanları kastetmek için kıdemli vatandaş terimini sıklıkla kullanırız.; intend; get at
We have to get at the truth of the matter. - İşin gerçeğini kastetmek zorundayız.; aim at; purpose; imply; have a design against; allude to; drive; to harbor evil intentions towards, have designs upon, intend to do (someone) harm; drive at; design; to mean to say, mean: Maruf demekle neyi kastediyorsunuz? What do you mean by saying "famous"? Köy deyince Dudullu'yu kastediyor? When he says "the village" he means Dudullu. Beni mi kastetti? Did she mean me?; to intend, purpose, aim, mean: Bununla ona bir ders vermeyi kastettiler. They intended this to be a lesson to him; aim; allude; to mean; to have a design against
canına kastetmek: seek smb.'s life
canına kastetmek: to plot against (someone's) life
canına kastetmek: attempt smb.'s life
hayatına kastetmek: attempt smb.'s life
kastetme: reference

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kastetmek в Турецкий язык Турецкий язык словарь: Kötülük etmek, kıymak, zarar vermeyi istemek; Amaçlamak, amaç olarak almak; demek istemek; Demek istemek; Amaçlamak, amaç olarak almak: "... ev deyince kasabada dört beş tane zengin evini kastediyorum."- S. F. Abasıyanık; Kötülük etmek, kıymak, zarar vermeyi istemek: "... istiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler."- Atatürk
kastetme: Kastetmek işi

kastetmek

Расстановка переносов

kas·tet·mek

История

Избранное