When I was little, my grandmother would put out a small bowl of milk specifically for hedgehogs.
- Ben küçükken, anneannem özellikle kirpi için küçük bir kase süt koyardı.
Tom put some rice in a bowl.
- Tom, bir kaseye biraz pirinç koydu.
The soup is in the tureen.
- Çorba çorba kasesinde.
Tom poured the soup into a large tin cup.
- Tom çorbayı büyük bir teneke kaseye döktü.
Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.
- Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu.