Tom put some rice in a bowl.
- Tom, bir kaseye biraz pirinç koydu.
Tom eats at least three bowls of rice every day.
- Tom her gün en az üç kase pirinç pilavı yer.
The soup is in the tureen.
- Çorba çorba kasesinde.
Lucullo had many golden cups.
- Lucullus'un birçok altın kasesi vardı.
Tom got a box of cereal out of the cupboard and poured himself a bowlful.
- Tom tahıl bulamacı kutusunu dolaptan çıkardı ve kendisine bir kase dolusu koydu.