Life in a small town is boring.
- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
He lived in a small town nearby.
- Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
He made a lot of money in New York and went back to the small town where he was born.
- New York'ta bir sürü para yaptı ve doğduğu küçük kasabaya geri döndü.
The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.
- Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.
A little village is situated in between both towns.
- Küçük bir köy, iki kasaba arasında yer alır.
The town where I live is very quiet and resembles a village.
- Yaşadığım kasaba çok sessiz ve bir köye benziyor.