karine

listen to the pronunciation of karine
Турецкий язык - Английский Язык
(Kanun) Presumption reached by means of the weight of proven circumstances or facts
presumption
clue; indication, trace
law circumstantial evidence, indirect evidence, piece of circumstantial evidence
indication, sign
(Kanun) presumptions
karine teşkil etmek
(Kanun) Presume by means of the weight of proven circumstances or facts
karine ile anlamak
to deduce from context
karine ile anlamak
to infer, conclude (something) by inference
kuvvetli karine
(Kanun) violent presumption
Турецкий язык - Турецкий язык
Karışık bir iş veya sorunun anlaşılmasına, çözümlenmesine yarayan durum, ipucu
Belirti
Bir durumun anlaşılmasına yardım eden ipucu
(Osmanlı Dönemi) işaret. İp ucu. İz, delil
ipucu
Büyük Menderes ırmağı deltasında, zengin bir kuş yapısına sahip olan göl
KARİNE
(Hukuk) Bilinen bir olgudan bilinmeyen bir olgunun çıkartılmasıdır
KARİNE
(Osmanlı Dönemi) Bilinmeyen bir şeyin anlaşılmasına yarayan ip ucu. Anlaşılması zor olan hususun hak ve hakikatına dâir cüz'i delil olan şey. İşaret
Karineler
(Hukuk) KARAİN
karine
Избранное