Let's draw lots to decide who goes first.
- Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
That's for you to decide.
- Karar vermek size kalmış.
We don't have enough information yet to make a decision.
- Bir karar vermek için henüz yeterli bilgimiz yok.
We have to make a decision soon.
- Yakında bir karar vermek zorundayız.
It rests with you to decide whom to choose for the job.
- İş için kimi seçeceğine karar vermek sana kalmış.
In the first place we have to decide on the name.
- İlk olarak isim üzerinde karar vermek zorundayız.
Tom doesn't have to make up his mind right now.
- Tom hemen karar vermek zorunda değil.
He has a reputation for taking a long time to make up his mind.
- O karar vermek için uzun bir zaman ayırdığından dolayı bir üne sahiptir.
She decided to quit her job.
- İşinden ayrılmaya karar verdi.
Mary decided never to see him any more.
- Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
There are merits and demerits to both your opinions so I'm not going to decide right away which to support.
- Her iki görüşün avantajları ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisini destekleyeceğime hemen karar vermeyeceğim.
Let's draw lots to decide who goes first.
- Kimin birinci olduğuna karar vermek için kura çekelim.
We should determine what is to be done first.
- Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
I had trouble deciding which brand of dog food to feed my dog.
- Köpeğimi hangi marka köpek yiyeceği ile besleyeceğime karar vermede güçlük çekiyorum.
Tom had trouble deciding what to do next.
- Tom'un daha sonra ne yapacağına karar verme sorunu vardı.
Tom had trouble deciding what to do next.
- Tom'un daha sonra ne yapacağına karar verme sorunu vardı.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
I decided to be happy because it's good for my health.
- Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
He decided to quit smoking.
- Sigarayı bırakmaya karar verdi.
The verdict is something only a jury can decide.
- Hüküm sadece jüri tarafından karar verilebilen bir şeydir.
Let's decide on the places we'll visit.
- Ziyaret edeceğimiz yere karar verelim.
My wife and I can't decide on names for the twins.
- Eşim ve ben ikizler için isimler üzerinde karar veremiyoruz.
I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
- Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
- Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.