She was in the park, playing on the swing, when a stranger came by and offered him caramels.
- O parkta idi, bir yabancı geldiğinde salıncakta oynuyordu, ve o, ona karamelini önerdi.
I ate a banana wrapped in edible rice paper and caramel.
- Ben yenilebilir pirinç kağıdı ve karamele sarılmış bir muz yedim.