Just like the Earth, half of the Moon is lit by the Sun while the other half is in darkness.
- Tam Dünya gibi, Diğer yarısı karanlıkken Ayın yarısı güneş tarafından ayınlatılır.
Land and water make up the earth's surface.
- Karalar ve sular Dünya'nın yüzeyini oluşturur.
The sailors saw land.
- Denizciler karayı gördü.
The place is not accessible by land.
- Yere kara yoluyla ulaşılamaz.
I'm the black sheep of the family.
- Ben ailenin yüz karasıyım.
Do you like black cats?
- Kara kedileri sever misin?
She is very afraid of the dark.
- O, karanlıktan çok korkar.
He is terrified of the dark.
- O karanlıktan çok korkar.
The sky is gloomy and gray - a typical rainy-season sky.
- Gökyüzü karanlık ve gri - Tipik bir yağışlı mevsim havası.
It's a very gloomy day.
- Çok iç karartıcı bir gün.
I thought Tom would go on a road trip.
- Tom'un bir kara yolu seyahatine gideceğini düşünüyordum.
The picnic area is easily accessible by road.
- Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.
José showed himself to be a person of bad character.
- Jose kendini kötü karakterli bir kişi olarak gösterdi.
I don’t believe that black cats cause bad luck.
- Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.
We took a ferry from the island to the mainland.
- Adadan ana karaya bir feribota bindik.
The economic situation is very bleak.
- Ekonomik durum çok iç karartıcı.
The sky looks ominous. I wonder if it will rain.
- Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.
Save money for a rainy day.
- Kara gün için para biriktirin.
You must provide for a rainy day.
- Ak akçe kara gün içindir.
benim kara kaplı bi defterim vardı.
kara ulaşımını tercih ederseniz yolculuğunuz zaman alır.