There really is no comparison.
- Gerçekten karşılaştırma yok.
They did a DNA comparison to see if the body was Tom's.
- Onlar cesedin Tom'a ait olup olmadığını anlamak için bir DNA karşılaştırması yaptılar.
Your achievements cannot be compared with mine.
- Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.
Compare your answer with Tom's.
- Cevabını Tom'unkiyle karşılaştır.
I'm not comparing Tom to Mary.
- Tom'u Mary ile karşılaştırmıyorum.
You're comparing apples with oranges.
- Sen elmaları portakallarla karşılaştırıyorsun.
Your achievements cannot be compared with mine.
- Başarıların benimki ile karşılaştırılamaz.
Compared to New York, Tokyo is a much safer place.
- New York ile karşılaştırıldığında, Tokyo çok daha güvenli bir yerdir.
Your analogy isn't correct.
- Senin karşılaştırman doğru değil.