He met his wife online.
- Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.
He never sees me without complaining about his wife.
- Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
That woman must be his wife.
- Şu kadın onun karısı olmalı.
Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.
- İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
His spouse is a Japanese woman.
- Onun karısı bir Japon kadın.
Bob told Jane not to interfere in his personal affairs.
- Bob Jane'e onun kişisel işlerine karışmamasını söyledi.
You might have mistaken Jane for her sister.
- Jane'i kız kardeşi ile karıştırmış olabilirsin.