Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
- Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
I don't have any intention of meddling into your affairs.
- Benim senin işlerine karışmak gibi bir niyetim yok.
The biggest problem in Tom and Mary's marriage is Mary's mother's interference.
- Tom ve Mary'nin evliliğindeki en büyük sorun Mary'nin annesinin karışmasıdır.
Tom denied any involvement.
- Tom herhangi bir şekilde adının karışmasını reddetti.
Business and friendship don't mix.
- İş ve dostluk karışmaz.
Medication and alcohol often don't mix.
- İlaç ve alkol çoğu zaman karışmaz.
They shouldn't intervene in the internal affairs of another state.
- Onlar başka bir devletin iç işlerine karışmamalıdır.
They should not intervene in the internal affairs of another country.
- Onlar başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalılar.
I didn't mean to meddle.
- Ben karışmak istemedim.
They did not wish to become embroiled in the dispute.
- Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
I'm afraid I'll have to disappoint you. I don't want to be involved in your conversation.
- Korkarım sizi hayal kırıklığına uğratmak zorunda kalacağım. Konuşmanıza karışmak istemiyorum.
Tom didn't want to get involved in the fight, but he had no choice.
- Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu.
It's easy to get confused.
- Kafası karışmak kolaydır.
The last thing I want to do is butt in.
- Yapmak istediğim son şey karışmaktır.
Don't interfere in private concerns.
- Özel işlere karışmayın.
Do not interfere with Tom while he is reading.
- Tom okurken ona karışma.
They did not wish to become embroiled in the dispute.
- Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
He has no right to meddle in our family's problems.
- Onun bizim ailenin sorunlarına karışma hakkı yoktur.
Don't meddle in his affairs.
- Onun işlerine karışmayın.
Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
- Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
Is this patronizing or meddling in someone else's business?
- Bu başka birinin işinde patronluk taslamak ya da karışma mıdır?
I often confuse Spanish vowels.
- İspanyolcadaki sesli harfleri sık sık karıştırıyorum.
The last thing I want to do is butt in.
- Yapmak istediğim son şey karışmaktır.