This is a comprehensive approach.
- Bu kapsamlı bir yaklaşımdır.
There is no such a thing as a comprehensive textbook.
- Kapsamlı ders kitabı diye bir şey yoktur.
Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
- Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
My hobbies are not only wide-ranging but also useful.
- Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.
That decision will have far-reaching and serious consequences.
- O kararın geniş kapsamlı ve ciddi sonuçları olacaktır.
This could have far-reaching consequences.
- Bu, geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir.
The theory of evolution surpasses the scope of my imagination.
- Evrim teorisi benim hayal kapsamını aşar.
This time the scope of the test won't be so broad?
- Bu kez test kapsamı o kadar geniş olmayacak mı?
The mobile phone you have dialed is either switched off or outside the coverage area, please try again later.
- Aradığınız telefon ya kapalı ya da kapsama alanı dışında, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.