The buildings were draped with snow.
- Binalar karla kaplanmıştı.
The plane was coated with dust.
- Uçak toz ile kaplanmıştı.
Have you ever coated a wall with lime?
- Hiç bir duvarı kireçle kapladın mı?
The police vehicle's armor plating saved the lives of its occupants.
- Polis aracının zırh kaplaması apartman sakinlerinin hayatlarını kurtardı.
He overlaid the walls on the inside with gold.
- İç duvarları altınla kapladı.
The plane was coated with dust.
- Uçak toz ile kaplanmıştı.
He coated the wall with paint.
- O resim ile duvarı kapladı.
This container is completely watertight.
- Bu kap tamamen su geçirmez.
These containers are pretty inexpensive.
- Bu kaplar oldukça ucuzdur.
I need old newspapers to cover the walls.
- Duvarları kaplamak için eski gazetelere ihtiyacım var.
This carpet is big enough to cover the whole floor.
- Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
Please, urinate in this vessel!
- Lütfen bu kap içerisine işeyin.
There is a lid for every pot.
- Her tencere için bir kapak var.
How about staying for dinner? I'm making a big pot of stew.
- Akşam yemeği için kalmaya ne dersiniz? Ben büyük bir kap güveç yapıyorum.
She handed him his jacket then opened the door and asked him to leave.
- O, ona ceketini uzattı sonra kapıyı açtı ve onun gitmesini rica etti.
Hang your jacket on the hook by the door.
- Ceketini kapının yanındaki askıya as.
The captain of the ship decided to change course.
- Geminin kaptanı rota değiştirmeye karar verdi.
Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything.
- Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
Once the epiphyseal plates close, you can't grow any taller.
- Büyüme kıkırdakları kapandığı an artık boyunuz uzayamaz.
Put these dishes inside the drawer, please.
- Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.
Just after putting away the dishes, Joan heard the doorbell ring.
- Tam bulaşıkları kaldırdıktan sonra, Joan kapı zilinin çaldığını duydu.
Mother closed her purse with a snap.
- Annem çantasını çat diye kapattı.
The dog snapped up the meat.
- Köpek eti havada kaptı.
Tom snatched the doll away from Mary.
- Tom Mary'den bebeği kaptı.
Her boyfriend was a snatcher.
- Erkek arkadaşı bir kapkaççıydı.
The hill was all covered with snow.
- Tepe tamamen karla kaplıydı.
The hill used to be covered in snow.
- Tepe karla kaplı olurdu.
Can you pay off your loans in a year?
- Kredini bir yılda kapatabilir misin?
Can you walk with your eyes closed?
- Gözlerin kapalı yürüyebiliyor musun?
This carpet is big enough to cover the whole floor.
- Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
I locked the door, in case someone tried to get in.
- Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.
In case of fire, I would grab my flute and escape.
- Yangın durumunda flütümü kaparım ve kaçarım.
Tom ate one of Mary's cupcakes.
- Tom Mary'nin kapkeklerinden birini yedi.
Indeed, I keep the cupboard closed.
- Aslında, dolabı kapalı tutarım.
This carpet is big enough to cover the whole floor.
- Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.