There's been an accident. A man is hurt. He's bleeding badly.
- Bir kaza oldu. Bir adam yaralandı. Aşırı kanaması var.
Something has to be done to stop the bleeding.
- Kanamayı durdurmak için bir şey yapılmalı
I bit my tongue until it bled.
- Kanayıncaya kadar dilimi ısırdım.
Georgina bit her lips until they bled.
- Georgina kanayıncaya kadar dudaklarını ısırdı.
If we leave him, he'll bleed to death.
- Onu bırakırsak, kanamadan ölür.
His wounded leg began to bleed again.
- Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.