I almost believed what Tom said.
- Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum.
Tom almost got hit by a car.
- Tom'a az kalsın araba çarpıyordu.
How many days will you remain in London?
- Londra'da ne kadar kalacaksın?
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.
He stayed in New York for three weeks.
- O, üç hafta New York'ta kaldı.
I can't stay here forever.
- Sonsuza dek burada kalamam.
I'm now staying at my uncle's.
- Şu an amcamın evinde kalıyorum.
A man named George was staying at a hotel.
- George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
- Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
- Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
He was nearly hit by the car while crossing the street.
- Yoldan geçerken az kalsın araba çarpıyordu.
The problem remains to be solved.
- Sorun çözülmeden kalır.
Words fly away, the written remains.
- Söz uçar, yazı kalır.