You are a good hearted child.
- Sen iyi kalpli bir çocuksun.
With her heart pounding, she opened the door.
- Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
We had a heart-to-heart talk with each other.
- Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
seni seviyorum.
Tom died of a broken heart.
- Tom kırık bir kalpten öldü.
We had a heart-to-heart talk with each other.
- Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
I've heard that eating one or two servings of fish a week will reduce your chances of getting heart disease.
- Haftada bir ya da iki porsiyon balık yemenin kalp hastalığına yakalanma olasılığınızı azaltacağını duydum.
He has a heart disease.
- Onun kalp hastalığı var.
The cause of death was cardiac arrest.
- Ölüm sebebi ani kalp durmasıydı.
You are a good hearted child.
- Sen iyi kalpli bir çocuksun.
I think that Tom is truly decent.
- Tom'un gerçekten iyi kalpli olduğunu düşünüyorum.
You're so kind-hearted.
- Sen çok iyi kalplisin.
You're so kind-hearted.
- Sen çok iyi kalplisin.
My sister is kind to children.
- Kız kardeşim çocuklara karşı iyi kalplidir.
Mary is an ingenuous student.
- Mary temiz kalpli bir öğrencidir.