Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages.
- Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.
We are always aiming at improving the quality of service.
- Biz her zaman servis kalitesinde iyileştirmeyi amaçlıyoruz.
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
- Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
Many people around the world don't have access to good quality water.
- Dünyadaki birçok insanın iyi kalitede suya erişimi yok.
What is the quality of the water that the Palestinians drink in the occupied territories?
- Filistinlilerin işgal altındaki topraklarda içtiği suyun kalitesi nedir?
"A qualty conculting.".