When the goalkeeper touched the ball, the referee awarded the other team a corner kick.
- Kaleci topa dokunduğunda hakem diğer takıma bir köşe vuruşu verdi.
The goalkeeper for France dived to the ground and saved Ronaldo’s shot.
- Fransa'nın kalecisi yere daldı ve Ronaldo'nun atışını kurtardı.
The first time Tom brought Mary home, his mother said, This one's a keeper.
- Tom ilk kez Mary'yi eve getirdiğinde onun annesi bu bir kaleci. dedi.
Is it hard being a goalie?
- Bir kaleci olmak zor mu?
Tom is a really good goalie.
- Tom gerçekten iyi bir kaleci.