kaldırılması

listen to the pronunciation of kaldırılması
Турецкий язык - Английский Язык
to abolish
kaldır
uninstall
kaldır
cock up
kaldır
{f} removed

We removed the old furniture. - Eski mobilyayı kaldırdık.

She removed the papers from the desk. - Kağıtları masadan kaldırdı.

kaldır
deinstall
köleliğin kaldırılması yanlısı
abolitionist
kaldır
(Bilgisayar) dismount
kaldır
(Bilgisayar) remove

First, remove the burrs. - Önce çapakları kaldırın.

We removed the old furniture. - Eski mobilyayı kaldırdık.

kaldır
(Bilgisayar) unmount
kaldır
{f} lift

He wouldn't even lift a finger. - Bir parmağını bile kaldırmazdı.

I forgot to lift the receiver before dialing the number. - Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.

kaldır
raise up
kaldır
{f} lifting

When you're about to have exams, lifting weights really does relieve stress, and it's also good for your mind and body. - Sınavlarınız olduğu zaman, ağırlık kaldırmak gerçekten stresi azaltır, ve bu zihniniz ve bedeniniz için de iyidir.

My hobby is weight lifting. - Hobim ağırlık kaldırmak.

kaldır
{f} cock
Birleşmiş Milletler Her Türlü Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Uluslararası Sözle
(Hukuk) United Nations International Convention on the Elimination of All Forms of Racial Discrimination
Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşme
(Hukuk) United Nations Convention on the Elimination of All of Forms Discrimination Against Women
askeri yönetimin kaldırılması
demilitarization
atıkların değerlendirilmesi ve kaldırılması
(Hukuk) recycling and disposing of wastes
denetimin kaldırılması
decontrol
dolaşım özgürlüğünü / serbestisini kısıtlayan engellerin kaldırılması
(Hukuk) abolition of obstacles to freedom of movement
fiziki engellerin kaldırılması
(Hukuk) removal of physical barriers
gümrük vergilerine eş etkili bir vergi veya resmin kaldırılması
(Hukuk) elimination of a charge having effect equivalent to a customs duties
gümrük vergilerinin sıfırlanması / kaldırılması
(Hukuk) nullification of tariffs
işe yaramaz atıkların, artıkların tehlikesiz kaldırılması
(Hukuk) safe-disposal of non-recoverable waste, residues
kaldır
hoick
kaldır
uncheck
kaldır
upheave
kaldır
(Biyoloji) erect
kaldır
raiseup
kaldır
hoicks
kaldır
unchecked
köleliğin kaldırılması akımı
abolitionism
kısıtlamaların kaldırılması
(Hukuk) abolition of restrictions, lifting of reporting restrictions
miktar kısıtlamalarının kaldırılması
(Hukuk) elimination of quantitative restrictions
son hecenin kaldırılması
apocope
sınır kontrollerinin kaldırılması
(Hukuk) removal of border controls
yaptırımın kaldırılması
(Hukuk) lifting of sanction