kalır

listen to the pronunciation of kalır
Турецкий язык - Английский Язык
stays

Tom always stays at school as late as the teachers allow him to. - Tom her zaman öğretmenler kendisine izin verdiği sürece geç saatlere kadar okulda kalır.

The bank stays open from eight until two. - Banka sekizden ikiye kadar açık kalır.

remain for
kal
{f} remain

How many days will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

How long will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I can't stay here forever. - Sonsuza dek burada kalamam.

I want to stay here longer. - Burada daha uzun kalmak istiyorum.

kal
{f} staying

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

I should study now, but I prefer staying on Tatoeba. - Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

kal
{f} remaining

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks. - Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.

Geveze kişi ya işinden kalır ya da yolundan
(Atasözü) Jabbering causes loss of time and money
Sona kalan dona kalır
(Atasözü) - Early bird catches the worm.- First come, first served
aşağı kalır yeri/yanı olmamak
to be at least as good (as)
dene kadar uygulamada kalır
(Politika, Siyaset) it shall apply fromto
dünya malı dünyada kalır
(Atasözü) You can't take it with you
horoz ölür, gözü çöplükte kalır
(Atasözü) One can never become reconciled to losing rank, wealth, or power
kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

The problem remains to be solved. - Sorun çözülmeden kalır.

kelimeler yetersiz kalır
it baffles description
kelimeler yetersiz kalır
it beggars description
kusursuz dost arayan dostsuz kalır
(Atasözü) A person who looks for perfection in his friends ends up friendless
sel gider, kum kalır
(Atasözü) Don't get excited about those things that are here today and gone tomorrow; think instead of those things that you must contend with over a long period of time
sona kalan dona kalır
(Atasözü) A slowpoke gets left out in the cold./Slothful people lose out
üçten bir çıkarsa iki kalır
three minus one equals two
Английский Язык - Английский Язык

Определение kalır в Английский Язык Английский Язык словарь

kal
Era
kal
Strife
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kalır в Турецкий язык Турецкий язык словарь

KAL
(Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
kal
Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
kal
Koparma, sökme
kal
Söz, lakırtı, laf
kal
(Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
kal
çekirge
kal
Maden külçelerinin eritilip arındırılması
kal
Laf, söz
kal
Söz, lakırdı, laf
kal
Koparma, sökme, kökünden söküp atma
kal
Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
kal
Söz laf
kâl
(Osmanlı Dönemi) söz
Английский Язык - Турецкий язык

Определение kalır в Английский Язык Турецкий язык словарь

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalır
Избранное