You guys are my heroes.
- Siz benim kahramanlarımsınız.
Heroes always arrive late.
- Kahramanlar her zaman geç gelir.
They set up a bronze statue of the hero.
- Kahramanın bronz bir heykelini diktiler.
Ulysses Grant was a hero.
- Ulysses Grant bir kahramandı.
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
That doesn't seem very heroic.
- O çok kahramanca görünmüyor.
Who can read the heroic deeds of brave men without a feeling of respect and admiration?
- Kim saygı ve hayranlık hissi duymadan cesur insanların kahramanca eylemlerini okuyabilir?
Bravery is a great virtue.
- Kahramanlık büyük bir erdemdir.
The soldiers fought valiantly, but finally they had to give in.
- Askerler kahramanca savaştılar fakat sonunda teslim olmak zorunda kaldılar.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
The protagonist of the new film is a child angel.
- Yeni filmin kahramanı bir çocuk melek.
This book sees the protagonist conquer insurmountable odds and save the day.
- Bu kitap kahramanın aşılmaz olasılıkları fethettiğini görür ve günü kurtarır.