The musician shook his head and pushed his little piano away.
- Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu itti.
They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
- Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
You've got a one-track mind.
- Kafan tek taraflı çalışıyor.
I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.
- Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
He's racking his brains about how to deal with the matter.
- O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
Tom's skull has been fractured.
- Tom'un kafatası kırıldı.
She keeps a human skull on her desk.
- O, masasında bir insan kafatası tutuyor.