Iran balks at release of American woman.
- İran, Amerikalı kadının serbest bırakılmasını engelliyor.
Where did you see the woman?
- Kadını nerede gördün?
The patients in this study consisted of 30 males and 25 females.
- Bu çalışmadaki hastalar, 30 erkek ve 25 kadından oluşmaktadır.
She will be the first female Japanese astronaut.
- O ilk Japon kadın astronot olacak.
Women didn't care for him.
- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays.
- Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.
She is a selfish woman.
- O bencil bir kadındır.
She shot a warm smile at the old lady.
- O, yaşlı kadına sıcak bir gülümseme fırlattı.
I was looking at a pretty hen.
- Ben güzel bir kadına bakıyordum.
The little girl grew into a beautiful woman.
- Küçük kız güzel bir kadın oldu.
The girl has grown into a slender woman.
- Kız ince belli bir kadın haline geldi.
Tom continued his relationship with that married woman.
- Tom bu evli kadınla birlikte olmayı sürdürdü.
Why are you hanging around with a married woman?
- Neden evli bir kadınla aylak aylak dolaşıyorsun?
Every Jack must have his Jill.
- Her erkeğin bir kadını olmalıdır.
Mary is one of the most beautiful women I've ever met.
- Mary, şimdiye kadar tanıştığım en güzel kadınlarından biridir.
He was bored with his wife, an excellent woman he didn't deserve.
- Hiç hak etmediği, harika bir kadın olan karısından bıkmıştı.
That woman is his wife, I think.
- Sanırım, o kadın onun karısıdır.
The thief disguised himself as an old lady.
- Hırsız yaşlı bir kadın olarak kendini gizledi.
She shot a warm smile at the old lady.
- O, yaşlı kadına sıcak bir gülümseme fırlattı.
At mosques, scarves, skirts and cardigans are offered for women to wear.
- Camilerde kadınlar için örtü, etek ve hırka bulunur.
Mary is a femme fatale.
- Mary bir baştan çıkaran kadın.
The lady's wish is my command.
- Kadının isteği benim emrimdir.