Forming a cabinet is difficult.
- Bir kabine oluşturmak zordur.
He has been living in the cabin by himself for more than ten years.
- O, on yıldan daha fazla süredir tek başına bir kabinde yaşamaktadır.
They're taking the freight out of the train car.
- Onlar tren kabininden navlun çıkarıyorlar.
Tom sat alone at one of the booths in the diner.
- Tom lokantadaki kabinlerden birinde yalnız oturdu.
He asked his cabinet for advice.
- O, kabinesinden nasihat istedi.
Tom opened the cabinet drawer and pulled out a folder.
- Tom kabin çekmecesini açtı ve bir klasör çıkardı.
The fitting room is being used now.
- Deneme kabini şimdi kullanılıyor.
I would like to try it. Where is the fitting room?
- Onu denemek istiyorum. Deneme kabini nerede?
Tom has a small cabin on the lakefront.
- Tom'un göl yakınında küçük bir kabini var.
Tom spent the night in the small cabin near the lake.
- Tom bütün geceyi gölün yanında küçük bir kabinde geçirdi.
The badly burnt pilot was still in the cockpit.
- Berbat bir şekilde yanmış pilot hâlâ pilot kabinindeydi.