Tom has a rough idea about how to solve the problem.
- Tom'un sorunun nasıl çözüleceği hakkında kabaca bir fikri var.
Roughly half of America's fruits and vegetables come from California.
- Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor.
Roughly half of America's fruits and vegetables come from California.
- Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor.
You can speak roughly forty different languages.
- Kırk farklı dili kabaca konuşabilirsin.
Dan rudely insulted a police officer.
- Dan kabaca polis memuruna hakaret etti.