I have a rough idea where it is.
- Onun nerede olduğuyla ilgili kabaca bir fikrim var.
Tom has a rough idea about how to solve the problem.
- Tom'un sorunun nasıl çözüleceği hakkında kabaca bir fikri var.
Tom is roughly the same age as I am.
- Tom kabaca benimle aynı yaşta.
It was out of the ordinary for Chris to behave so roughly.
- Chris'in kabaca davranması sıradışı idi.
Dan rudely insulted a police officer.
- Dan kabaca polis memuruna hakaret etti.