Турецкий язык - Английский Язык
Определение kaşın в Турецкий язык Английский Язык словарь
- {f} itch
I have an itch right in the middle of my back and I can't reach it. Arrgghh!
-Şu anda sırtımın ortası kaşınıyor ve ben oraya ulaşamıyorum. Arrgghh!
My scalp is very itchy.
-Benim kafa derisi çok kaşınıyor.
- To want or desire
He started learning to drive and he has been itching for opportunities to practice ever since.
- A desire or want
- To have a constant desire or teasing uneasiness; to long for; as, itching ears
- It is transmissible by contact
- If you are itching to do something, you are very eager or impatient to do it. I was itching to get involved and to bring my own theories into practice The general was itching for a fight. Itch is also a noun. viewers with an insatiable itch to switch channels
- have or perceive an itch; "I'm itching--the air is so dry!"
- When a part of your body itches, you have an unpleasant feeling on your skin that makes you want to scratch. When someone has hayfever, the eyes and nose will stream and itch dry, itching skin. Itch is also a noun. Scratch my back -- I've got an itch. + itching itch·ing It may be that the itching is caused by contact with irritant material
- {f} feel a need to scratch; cause an itchy feeling, cause the need to scratch; have a restless longing or desire; scratch (Informal)
- {i} itchy feeling, scratchy sensation; desire, longing
- A constant irritating desire
- To have an uneasy sensation in the skin, which inclines the person to scratch the part affected
- an irritating cutaneous sensation that produces a desire to scratch
- A sensation in the skin occasioned (or resembling that occasioned) by the itch eruption; called also scabies, psora, etc
- scrape or rub as if to relieve itching; "Don't scratch your insect bites!"
- Any itching eruption
- To cause to feel an itch
- a strong restless desire; "why this urge to travel?"
- A sensation felt on an area of the skin that causes a person or animal to tend to want to scratch
- An eruption of small, isolated, acuminated vesicles, produced by the entrance of a parasitic mite (the Sarcoptes scabei), and attended with itching
- a contagious skin infection caused by the itch mite; characterized by persistent itching and skin irritation; "he has a bad case of the itch"
- kaş
- {i} brow
The old woman knitted her brows.
-Yaşlı kadın kaşlarını çattı.
She wrinkled her brows.
-O, kaşlarını kırıştırdı.
- kaş
- eyebrow
He's got the biggest eyebrows I've ever seen.
-O, şu ana kadar gördüğüm en büyük kaşlara sahip.
They had no beards, no hair and no eyebrows.
-Onların hiç sakalları, saçı ve kaşları yoktu.
- kaş
- bezel
- kaş
- vignette
- kaş
- supercilium
- kaş
- eye brow
- kaş
- the brow
- kaş
- eyebrow, brow; bezel, vignette
- kaş
- brow, projection
- kaş
- collet (for a gem)
- kaş
- pommel (of a saddle)
- kaş
- (Mimarlık) accolade
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение kaşın в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Kaş
- nun
- Kaş
- ebru
- KÂŞ
- (Osmanlı Dönemi) f. Çok istek, arzu, özleme
- kaş
- Ocaklarda sacın oturduğu yüksek kısım
- kaş
- Duvar, bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır
- kaş
- Duvar set
- kaş
- Semerde odun malzeme
- kaş
- Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer
- kaş
- çıkıntı
- kaş
- Eyerin ön ve arkasında çıkıntılı bölüm
- kaş
- Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllara verilen ad
- kaş
- Yokuş
- kaş
- Sarp kayalık, uçurum
- kaş
- Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar: "Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatık, karşıma çömeliyor."- Y. Z. Ortaç
- kaş
- Duvar, bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
- kaş
- Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm
- kaş
- Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar
- kaş
- Yamaç
Связанные Термины
kaşın
Расстановка переносов
ka·şınResimler
История
Избранное